Lasik halk dilinde göz çizdirme ya da lazer göz şeklinde de bilinen bir tedavi yöntemidir. En önemli duyu organlarından biri olan gözün saydam ön tabakasının, yani korneanın ablasyon denilen buharlaşma tekniği ile yeni bir şekil alması lasik tedavisi sayesinde mümkündür. Lasik tedavi yöntemi; excimer lazer ile gerçekleştirilen, tüm dünyada ve Türkiye’de sık sık kullanılan, çok güvenilir ve son derece yaygın bir tedavidir. Kırma kusurlarının cerrahi yollar ile düzeltilmesinin ancak korneanın ön eğriliği ve çapının değiştirerek mümkün olabileceği Kolombiyalı bir göz doktoru olan Jose Barraguer tarafından ortaya atılmıştır. Öne sürülen bu fikir ile cerrah, ilk olarak serbest el kullanarak korneadan bazı yaprak disk kesitleri elde etmiştir. Ardından da hassas yöntemler ile temel tasarım ve modern eşdeğer bir mikrokeratom cihazı tasarlamıştır. Miktoderm cihazı lasik için önemli bir adımdır.
Lasik tedavisi hastalar üzerinde herhangi bir ağrı ya da sızı oluşturmaması ile bilinmektedir. Bu tedavi sonucu gözlerini çizdiren hastalar uygulamadan sonraki gün fonksiyonel bir şekilde görmeye başlamaktadır. Lasik tedavisinin sunduğu en önemli iki avantaj iyileşme süresinin kısa olması ve sonuçların gözle görülebilir olmasıdır. Lasik yöntemi genel olarak kornea tabakasındaki flapın mikrokeratom ile hazırlanması ya da femtosaniye lazer kullanılarak tamamlanmasıdır. Bu yöntemde iki temel yaklaşım sergilenmektedir. Birinci yaklaşım Wavefront LASİK (A-CAT) denilen yöntemdir. Özel bir abemetri cihazı ile göz kırma kusurlarının yanı sıra mikroskopik seviyeli kusurlar da ortaya çıkarılmaktadır. Wavefront tekniği sayesinde göz kusurları ile birlikte göz derecesi de büyük oranda düzeltilmektedir.
Lasik tedavi yaklaşımları sayesinde hem gece görüşleri hem de gündüz görüntü kalitesi daha iyi olmaktadır. Hangi tedavi yaklaşımının hangi hasta üzerine uygulanacağına doktor muayene ve gözlemleri sonucunda karar vermektedir. Topografi Eşlikle LASİK (T-CAT) denilen ikinci tedavi yaklaşımı genel olarak kornea yüzeyindeki sferik küresel alanda meydana gelmektedir. Bazı kişilerin gözlerinde oluşan düzensizlik ve asimetrik astigmat bu tedavi yaklaşımın kullanılabilmesi için idealdir. Topografi eşlikle lasik tedavisinde kornea haritaları büyük ölçüde çıkarılmakta ve ona en uygun plan göz doktor tarafından hazırlanmaktadır.
Lasik tedavisi, hasta kliniğe başvuru yaptığı andan itibaren planlanmaya başlamaktadır. Hastanın detaylı ve uzun süreli göz muayenesinin ardından doktor göz değerlerini bilgisayar ile ölçmektedir. Ardından doktor tarafından korneanın hem ön hem de arka yüzü hakkında detaylı bilgi veren özel topografik haritaları çıkarılmaktadır. Harita çıkarma sonrasında hastanın sahip olduğu göz bebeğinin büyüklüğü Pupillometri denilen özel bir cihaz yardımı ile ölçülmektedir. Ölçümde hem damlalı hem de damlasız değerler alınmakta ve hekim tarafından iki kez kontrol edilmektedir. Korneanın kalınlığı Pakimetri adı ile bilinen ultrasonik bir cihaz ile tespit edilmektedir. Sonrasında göz içi basınç olarak da tanınan göz tansiyonu ölçülmektedir. Bu işlem sonrasında hastanın göz arkası taraması yapılmaktadır.
Yaklaşık olarak 3 saat süren tüm bu işlemler ve ölçümler sonucunda göz doktoru, hastanın lasik tedavisi almaya uygun bir birey olup olmadığını saptamaktadır. Göz doktorunun hasta göz durumuna göre farklı bir tedavi yöntemi önermesi de mümkündür.
Lasik operasyonu sırasında hastaya birtakım işlemler uygulanmaktadır. Bu işlemler aşağıda detaylı bir şekilde anlatılmıştır:
Lasik ameliyatından yaklaşık olarak 30 dakika önce hastalara güçlü bir sakinleştirici verilmektedir. Sakinleştirici sayesinde hastaların heyecanı azalmakta ve uyumları artmaktadır. Lazer odasına girilmeden hemen önce göz içine damlatılan uyuşturucu sayesinde işlemler yapılır iken gözde herhangi bir ağrı ya da sızı oluşmamaktadır. Hastalar lazer masasına geçmeden hemen önce göz kapakları antiseptik bir solüsyon ile iyice temizlenmektedir. İşlem öncesinde göz doktorunun rahat çalışabilmesi açısından göz kapaklarını tutmaya yarayan ekartör teli göz kapaklarına takılmaktadır. Bu sayede hastalar isteseler dahi gözlerini kapatamamaktadır. Göz kapağına tel takıldıktan sonra hastalar masaya yatırılmakta ve mikroskopun hedef ışığına maruz bırakılmaktadır. Doktor hastalardan ameliyat boyunca bu ışığa bakmalarını istemektedir.
Lasik tedavisi sırasında lazer ışıkları hastanın gözüne kilitlenmektedir. Bu nedenle hasta gözünü ne kadar oynatırsa oynatsın lazer gözü takip etmektedir. Cerrahi işlem sırasında hastanın son derece rahat olması ve kendini hiçbir şekilde sıkmaması önemlidir. Bu durum işlemlerin olabildiğinde hızlı bitmesini sağlamakta ve ameliyatın kolay geçmesine neden olmaktadır. Lazer tedavisinin ortalama süresi her göz için 4 dakika ile 5 dakika arasındadır. Ancak famtolasik denilen teknikte 2 farklı cihazdan yararlanıldığı için süre biraz daha uzun olabilmektedir. Tüm işlemler tamamlandıktan sonra hasta, koruyucu bir gözlük verilerek eve gönderilmektedir. Hastaların ertesi günkü kontrollerine gelen kadar hiçbir şekilde bu gözlüğü çıkarmamaları önerilmektedir.
Lasik cerrahi işlemlerine başlanmadan önce hastaların yumuşak lens kullanıyor iseler bırakmaları gerekmektedir. Ameliyattan en az bir ay önce lens kullanmak bırakılmalıdır. Bu dönemde gözlük kullanmak isteyenler için herhangi bir sorun yoktur. Kişilerin sert bir lensleri ya da gaz geçirgen yarı yumuşak lensleri var ise bu lenslerin de operasyondan en az 3 hafta önce çıkarılması önemlidir.
Operasyon günü kişilerin herhangi bir parfüm, krem ya da deodorant kullanmaması gerekmektedir. Ayrıca kişilerin makyaj da yapmamaları önerilmektedir. Kişiler operasyon mutlaka için aç gelmelidir. Ameliyat geçirecek kişilerin tek gelmemesi, en az bir refakatçi ile gelmesi iyi olmaktadır.
Lasik ameliyatı sonrası göze antibiyotik içeren damlalar damlatılmaktadır. Bu damlaların kullanılmasının nedeni yolda göz içerisine herhangi bir toz ya da yabancı maddesinin kaçmasını engellemektir. Hastalara doktor tarafından verilen koruyucu gözlükler de gözü korumaktadır. Hastalara verilen gözlükler klinik tarafından çıkarılmaktadır. Gözlük ile ya da gözlük çıkarıldıktan sonra görüntünün bulanık olması son derece normaldir. Gözlük çıktıktan bir ya da iki saat sonra yanma, sulanma ya da batma oluşabilmektedir. Gözde herhangi bir ağrı meydana gelmesi oldukça nadir bir durumdur. Böyle bir durum yaşanılır ise ağrı kesici kullanılabilmektedir. Hastaların operasyon sonrasında ellerini gözlerine değdirmemeleri, gözlerini kaşımamaları ve ovmamaları gerekmektedir. Operasyon akşamı banyo yapılmamalı ve yüz yıkanmamalıdır.
Lasik tedavisinin ertesi günü hastalar kliniğe gitmekte ve kontrolden geçmektedir. Kontrol sonrası hastalar rutin hayatlarına geri dönebilmektedir. Kontrole gelinir iken dikkat edilmesi gereken birkaç nokta vardır. Bu noktalar aşağıda özetlenmiştir:
Lasik operasyonunun bazı avantajları bulunmaktadır. Bu avantajlar aşağıda detaylı şekilde ifade edilmiştir:
Lasik tedavisi alabilecek hasta kriterleri aşağıda ifade edilmiştir: